Kıbrıs, yıllardır Türk ve Rum toplumlarının bir arada yaşadığı, ancak zaman zaman kanlı olaylara sahne olan bir ada… 1960’ta kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti, barış içinde bir gelecek umuduyla yola çıkmıştı. Ancak çok geçmeden adada gerginlik tırmandı ve 1963’ün son günlerinde başlayan olaylar, Kanlı Ocak 1964 olarak tarihe geçti. Peki, bu acı olaylarda neler yaşandı?
1. Her Şey 1963’te Başladı: Makarios’un Planı
Kıbrıs Cumhuriyeti, 1960’ta kurulduğunda Türk ve Rum toplulukları arasında eşit haklar tanıyan bir anayasa kabul edilmişti. Ancak Rum lider III. Makarios, bu durumdan rahatsızdı ve Kıbrıs’ı tamamen bir Rum devleti yapmayı hedefliyordu.
1963’te Makarios, Türk toplumunun haklarını kısıtlayan 13 maddelik anayasa değişikliği teklifini sundu. Türk tarafı bunu reddedince, Rum saldırıları başladı. Kanlı Noel olarak bilinen 21-25 Aralık 1963 olaylarında 364 Kıbrıs Türkü hayatını kaybetti, yüzlerce kişi yaralandı.
Ama bu sadece bir başlangıçtı… 1964’ün Ocak ayında saldırılar daha da şiddetlendi.
2. Ocak 1964: Kanlı Günler Başlıyor
Aralık ayındaki saldırılarla Türk köyleri yakılıp yıkılmış, halk büyük bir korku içinde yaşamaya başlamıştı. Ocak ayının ilk günlerinde saldırılar artarak devam etti. Rum silahlı grupları, özellikle Larnaka, Lefkoşa, Gazimağusa ve Baf bölgelerindeki Türk köylerini hedef aldı.
• Lefkoşa’nın Küçük Kaymaklı Mahallesi’nde Türk sivillere yönelik katliamlar gerçekleştirildi.
• Ayvasıl (Türkeli) Köyü’nde, 21 Türk hunharca katledildi. Katledilenlerin çoğu kadın ve çocuktu.
• Larnaka ve Baf bölgesinde yüzlerce Türk, saldırılar sonucu evlerini terk etmek zorunda kaldı.
Türkler, saldırılardan kaçmak için göç etmeye başladı. Yüzlerce aile, güvenli bölgelere sığınmak zorunda kaldı.
3. Ayvasıl Katliamı: Bir Köyün Yok Oluşu
Kanlı Ocak olaylarının en korkunç sahnelerinden biri Ayvasıl Köyü’nde yaşandı. Rum milisler, köyde yaşayan Türkleri bir ahıra topladı ve makineli tüfeklerle taradı.
• Kadın, çocuk ve yaşlılardan oluşan 21 kişi vahşice katledildi.
• Cesetler, köy dışında bir çukura gömüldü.
• Olaydan sadece birkaç kişi sağ kurtulabildi.
Yıllar sonra yapılan kazılarda, kurbanların toplu mezarlara gömüldüğü ortaya çıktı. Ayvasıl Katliamı, Kanlı Ocak 1964’ün en trajik olaylarından biri olarak tarihe geçti.
4. Türkiye ve Dünya Ne Yaptı?
Türkiye, Kıbrıs Türklerine yönelik saldırıları durdurmak için çeşitli diplomatik girişimlerde bulundu. Ancak o dönemde dünya, özellikle de Birleşmiş Milletler, olaylara kayıtsız kaldı.
• Türkiye, askeri müdahale seçeneğini değerlendirdi, ancak uluslararası baskılar nedeniyle harekete geçemedi.
• 27 Mart 1964’te Birleşmiş Milletler Barış Gücü (UNFICYP) adaya gönderildi. Ancak bu güç, Türk halkını korumakta yetersiz kaldı.
• ABD ve İngiltere, Rumları durdurmak için hiçbir adım atmadı.
Türk halkı, Kanlı Ocak olaylarından sonra büyük bir izolasyon sürecine girdi. Adanın birçok bölgesinde Türkler gettolara hapsedildi ve yaşam şartları giderek kötüleşti.
5. Sonuç: Kıbrıs’ta Bölünmenin Temelleri Atıldı
Kanlı Ocak 1964, Kıbrıs Türkleri için büyük bir travma oldu. Olaylar sonrasında:
- Kıbrıs Türkleri, kendi savunma güçlerini oluşturmaya başladı.
- Türkiye, Kıbrıs konusunda daha aktif bir politika izlemeye başladı.
- Adadaki Türk-Rum ayrılığı daha da derinleşti.
Bu olaylardan sonra Kıbrıs Türkleri, 1974’e kadar zorlu bir direniş süreci yaşadı. 20 Temmuz 1974’te Türkiye’nin Kıbrıs Barış Harekâtı ile adadaki Türkler özgürlüğüne kavuştu.
Bugün, Kanlı Ocak olayları her yıl anılıyor ve Kıbrıs Türkleri, bu kara günü unutmuyor. Şehitler, her yıl dualarla anılıyor ve Kıbrıs’ın Türk kimliğinin ne kadar bedel ödenerek korunduğu hatırlanıyor.
Son Söz: Unutmayacağız!
Kanlı Ocak 1964, Kıbrıs Türkleri için sadece bir katliam değil, aynı zamanda bağımsızlık ve varoluş mücadelesinin en acı dönemlerinden biridir. Bugün Kıbrıs’ta Türk varlığı devam ediyorsa, o dönemde direnen cesur insanların sayesinde…
Bu olayları unutmamak ve yeni nesillere aktarmak, Kıbrıs Türklerinin en büyük sorumluluklarından biri. Çünkü tarih tekerrür etmemeli!